tabiati-seviyorum - TATLlSU KAYNAKLARI
   
Bizim Gözümüzde Doğa
  Ana Sayfa
  iletişimimiz :)
  Forum-üye ol
  Gazete
  Öyküler
  çevremiz
  TATLlSU KAYNAKLARI
  Yeryüzünün suları
  Yeraltı Su Kaynakları
  Çevre Kirliliği
  Çevre Kirliliğine Alınacak Önlemler
  İnsan Çevreci Değil Çocukları Nasıl Olsun?
  ÇEVREYİ KORUMAK MAKSADINDA BİZE DÜŞEN GÖREVLER
  Çevre yaşamları etkiliyor
  BUNLARI BİLİYORMUYDUNUZ?
  Orman Kaynaklarının Yok Edilme Sebepleri
  Dünyada Orman Alanları ve Tahribi
  Çevre Bakanlığının Görevleri
  Çevre koruma haftası
  Çevre İle İlgili Sözler,Sloganlar
  Çevre resimleri
  Çevre Şiirleri
  Çevre Oyunları
  Atık Tanımı Ve Çeşitleri
  Atık Çeşitleri
  Kimyasal Atıklar
  Su Kaynaklarının Kirlenme Nedenleri
  Suların Kirlenmesi
  Toprak Kirlenmesi Ve Erozyon
  Hava kirliliği
  Çevre Hakkında İlginç Tasarımlar
  Atatürk'ün Çevre İle İlgili Sözleri
  Atatürk'ün Çevre İle İlgili Anıları

.2.1. TATLlSU KAYNAKLARI
1.2.1.1. Göller ve göletler

Ülkemizde doğal olarak bulunan 200'den fazla göl 9000 km2 'lik bir alan kaplamaktadır; bunlara ilave olarak 1999 yıl sonu itibariyle yaklaşık 340 gölet tamamlanmıştır.

Göller bütün ekosistemler arasında sınırları en belirli alanları oluştururlar. Gölleri besleyen, eriyen kar ve yağmur suları ve çeşitli yeraltı sularıdır. Kirlilik ile ilişkileri bakımından gölleri genellikle 3 farklı tipe ayırmak mümkündür:

Oligotrofik, mezotrofik ve ötrofik göller. Oligotrofik göller oluşumları bakımından genellikle derin ve soğuk göllerdir. Bu tip göllerde çözünmüş madde, besin ve fitoplankton içeriği azdır. Çözünmüş oksijen miktarı bakımından diğerlerine göre zengin olan bu tip göllerde organik madde üretimi azdır ve genellikle içmeye uygundur. Ükemizde Beyşehir ve Eğridir gölleri içmesuyu niteliğınde su kalitesine sahip olan göllerdir. Ayrıca, Nemrut ve Hazar gölleri de oligotrofik göllerimiz arasında yer alır. Öte yandan, ötrofik göllerin genellikle derinlikleri azdır. Daha az oksijen içeren bu göllerde organik madde miktarı fazladır. Bu iki durum arasında bulunan göller ise mezotrofik göller olarak sınıflandırılmaktadır.

Göletler doğal olmayan su toplama alanlarıdır ve genellikle tarımsal alanları sulama, enerji üretimi amacıyla suların toplanması (baraj göletleri gibi), büyükbaş hayvanlara su sağlama ve çeşitli sportif faaliyetlerin (balıkçılık vb.) gerçekleştirilmesi amacıyla kurulmuşlardır. Göller gibi göletler de insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak kirlenmeyle karşı karşıya kalmaktadırlar Yine de göletler, özellikle içmesuyu sağlayan baraj göletleri, göllere nazaran daha iyi korunmaktadır.


1.2.1.2. Akarsular

Yerüstü su kaynaklarından biri olan akarsular, çaylar, dereler, ırmaklar ve nehirler gibi hareketli su sistemlerini kapsamaktadır. Göl ve göletler gibi akarsular da benzeri çevre problem leriyle karşı karşıyadırlar. Ne var ki akarsular göllerden bazı açılardan farklılık arz ederler Akarsular, göllere göre daha aktif ve dinamik yapıdadırlar. Akarsuyun hızı,kanal yapısı (kaya kum, çakıl ve çamur gibi) ve suyun oksijen miktarını etkileyen önemli bir faktördür. Genellikle hızlı akan (debisi yüksek) doğal sularda oksijen miktarı fazladır. Su organizmalarının hayatlarını etkileyen bir diğer faktör ise sıcaklıktır. Geniş yüzeye sahip akarsular daha çok güneş ısısına maruz kaldığı için daha sıcaktır. Kanal boyunca yetişen bitki örtüsü de su sıcaklığını etkiler. Kıyı boyunca ağaçların kesilmesi ve yeni kanalların açılması akarsuların yapısını değiştirir.

Hızla akan akarsularda iki farklı habitat bulunur: Havuz bölgesi (durgun bölge) ve akan bölge (hareketli bölge). Havuzlar, akan kısımlara göre daha derin ve durgun kısımlardır. Oksijen miktarı kısmen az olmasına rağmen zengin bir üretici, tüketici ve çözücü olarak bilinen canlı grupları havuzlarda bulunur. Bütün akarsular su havzasının bir ürünüdürler. Dolayısıyla, akarsuların kalitesi ve su miktarı çevredeki insan faaliyetlerini yansıtır. Kirlilik unsuru maddeler akarsulara karıştıklarında su içindeki oksijeni kendilerine bağlayarak, serbest oksijenin azalmasına neden olurlar; bu durum birçok organizmanın yaşama şansını azaltmaktadır. Su havzalarında fosfor ve azot türevleri ile gelen organik maddeler suya eriştiklerinde suyun yapısını önemli ölçüde değiştirirler. Bazı canlılar kendilerini bu değişimlere adapte etmişlerdir.

Bu yüzden havuz ve akıntılı yerlerdeki canlı yapısı farklılık arz etmektedir. Akarsular kirlilik taşıyan sistemlerdir. Atıkları göllere ya da denizlere taşırlar.

Akarsuların karşılaştıkları ve taşıdıkları, fabrikalardan ve evlerden gelen zehirli maddelerin arasında yer alan çinko, alüminyum, demir, kurşun ve benzeri madde ve onların türevleri, hem suyun kimyasını ve fiziksel yapısını hem de biyolojik yapısını olumsuz yönde etkilemektedir.

Akarsu kaynakları sahip oldukları akarsu kollarına göre geniş alanlara ulaşabilirler. Bu alanlardan her birine bir bütün halinde havza denir. Ülkemizde toplam 26 akarsu havzası bulun­ maktadır ve bunların pek çoğu aynı tür sorunlarla yüzleşmektedir. Akarsularımız gün geçtikçe daha fazla kirlenmektedir.

 

1.2.1.3. Yeraltı su kaynakları:

Yeraltı su kaynakları, özellikle kırsal alanda yaşayan insanların kuyular yoluyla doğrudan kullandıkları su kaynaklarıdır. Aynı zamanda, yeraltı suları tarım alanlarının sulanmasında, evlerde ve endüstride kullanılmaktadır.

Yeraltı suları binlerce yıldan beri yavaş yavaş yeraltında toplanan sulardır. Yeraltı sularının toplanma hızı yavaştır. Yeraltı sularının aşırı kullanılması yüzünden yeraltı sularının seviyesi düşmektedir.


 

   
Bugün 1 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol